Ebru Akel

Monday, November 06, 2006

Ebru Akel'le Demeye Değer atv'de

Ebru Akel'in sunumuyla 30 Ekim Pazartesi günü itibariyle hafta içi her gün 15.00'da başlayacak ve canlı yayınlanacak "Denemeye Değer"de, ünlüler mutsuz biten ilişkilerini masaya yatıracak. "Denemeye Değer"de mutsuz biten ilişkilerinin peşinden gitmek isteyen ünlüler, aşklarına yeniden bir şans vermek için canlı yayında bir araya gelecekler. Kırılan kalpler, yıkılan umutlar tamir edilebilecek mi? Herşeye rağmen, bir kez daha denemek için "Denemeye Değer" diyecek olan ünlüler, hem geçmişi yeniden gözden geçirecek, hem de gelecek için bir umut ışığı yakalamaya çalışacaklar. 30 Ekim Pazartesi günü yayınlanacak ilk bölümün konukları ünlü sanatçı Ozan Orhon ve eski eşi şarkıcı Yeşim Erçetin canlı yayında karşı karşıya gelecek. Mutsuz biten bir evliliğin ardından taraflar kozlarını nasıl paylaşacak?Yeniden "Denemeye Değer" diyebilecekler mi?Canlı yayında neler yaşanacak?Hepsi 30 Ekim Pazartesi günü Atv'de!

Ebru Akel
Kaynak: atv

Yeni Bir Ebru Akel Vakası

''Biri Bizi Gözetliyor'', ''Gelinim Olur musun'' isimli realite programlarından tam kurtulduk derken, geçtiğimiz sezon Savaş Kalafat’ın bulduğu ve başımıza sardığı Ahu Tuğba formatı, Kuşum Aydın’ın da yardımlarıyla hayatımıza giriverdi. Şimdi de sırada "Denemeye Değer" var.

Öncelikle seyretmeyenler için Ahu Tuğba'nın programı ile ilgili biraz bilgi vermek istiyorum.

Ahu Tuğba’ya sürekli birileri âşık oluyor. Evlenme teklifleri yapılıyor, stüdyoya gelinlikler ile geliniyor. Sonra tam Ahu oldu derken, adamın eski kız arkadaşları ortaya çıkıveriyor ya da kız kardeşi. Araya küslükler giriyor, kavgalar falan filan. Şimdilerde mesela iki kişi Ahu’nun peşinden koşuyor. Biri çok zengin bir işadamıymış (!) Limuzinlerle geliyor. Helikopterlerden çiçekler döküyor… Bu arada o arkadaş iş adamı falan değildir. Kendisi 1997 yılında İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesinde okumaya çalışıyordu. Sonra dizilerde figüranlık yapmaya başlamıştı. Diğer zata gelince oda; orta halli, delikanlı kesimi temsil ediyor. Anlayacağınız tamamen kurmaca… Hani kurmaca olduğunu anlamak için de, öyle âlim olmaya falan gerek yok.

Bu format, gündüz seyircisi tarafından tutuldu. Baya fanatikleri var. Hatta o kadar tutuldu ki, program Atv’den Show Tv’ye transfer oldu. Bu nedenle de Atv hemen kolları sıvadı ve atağa kalktı. Hem de bu işin ustası bir isimle; Ebru Akel’le… Programın Adı: Denemeye Değer. Her gün Saat 15.00’de canlı yayınlanacak… İlk program 30 Ekim günü. Format aynı. İlk programda birleştirilmeye çalışılacak ünlü isimler, Ozon Orhon ve eski eşi Yeşim Erçetin…

Tamam… Çok kötü programlar olduğunu kabul ediyorum… Bu ülke bir daha böyle bir furyayı kaldırır mı, onu bile bilemiyorum. Ancak gündemden düşmüş, ne yapsalar tekrar eski günlerine dönemeyen bir zamanın şöhretlileri de bu yolla para kazanıyor. Şimdi pazara çıkıp limon satacak halleri yok ya… Mecburen yapacaklar böyle işleri… Alan memnun, satan memnun… Katlanamayanlara düşense zaplamak ki ben herkese şiddetle bunu tavsiye ediyorum… Bu programları seyredeceğinize, çıkın balkona boş boş sokağa bakın saatlerce daha iyi. Hiç değilse gerçek hayata dâhil olmuş olursunuz…

Ebru Akel
Kaynak: Milliyet Blog

Tuesday, September 26, 2006

Ebru Akel: Ben Aşk Kızıyım

Haftanın 6 günü ekranda saatlerce aşk konuşuyor. Küs çiftleri barıştırmak, utangaçlara ilk adımı attırmak için dil döküyor. Aşkın gücüne ve tılsımına inanıyor. Bugüne kadar 4 çiftin yuva kurmasına vesile oldu. Yediye tamamladığında cennetlik olacak! Yayımlandığı günden itibaren bir fenomene dönüşen 'Size Anne Diyebilir miyim?' programının sunucusu Ebru Akel, ''Yaptığımız program hayatın ta kendisi'' diyor.

Ebru Akel

Kanal D'de yayımlanan 'Size Anne Diyebilir miyim?' yarışmasının güzel sunucusu Ebru Akel, haftanın altı günü canlı yayında âşıkları evlendirmek için uğraş veriyor. Güzelliği, sempatikliği ve mütevazılığıyla o kadar çok seviliyor ki, kendisi yarışmacı olsa herhalde en çok oyu toplardı. Çünkü her programdan sonra saçı, makyajı, giysileri, güler yüzlülüğü, her zaman koruduğu sükûneti en az yarışmacılar kadar konuşuluyor. O ise tüm bunların farkında ve mütevazılığını koruyarak, "Bendeki tılsımı birilerine aktarabiliyorsam ne mutlu bana" diyor. Sevgililer Günü münasebetiyle Ebru Akel'i karşımıza aldık; aşk, ilişkiler, sunduğu 'aşk' programıyla ilgili konuştuk.

- Şimdiye kadar kaç program yaptınız?
Ebru Akel: Altı program yaptım.
- Kaç kişiyi evlendirdiniz?
Ebru Akel: Altı programda dört çift evlendi. Şebnem-Atilla -ki onların bebeği oldu, adı Alara- Esra-Toygu, Handan Hanım ve Yakup Bey, son yarışmamızda da Şale ve Ahmet evlendi.
- Halk arasında, ''Yedi kişiyi evlendiren cennete gider'' diye bir söz var...
Ebru Akel: Öyle mi? Bilmiyordum. Demek benim için üç kişi kalmış. Gerçi böyle bir şeyi ancak Allah bilir.
- Evlendirmek üzere insanları bir araya getiriyorsunuz, ama sanki ortada gerçek olmayan bir şeyler var. Siz burada yaşanan aşkların gerçekliğine inanıyor musunuz?
Ebru Akel: Kesinlikle inanıyorum. Programda tanışıp evlenmekle, bir kafede ya da bir tatilde tanışıp evlenmek arasında çok büyük bir fark görmüyorum. Burada insanlar birbirleriyle tanışıyorlar, anlaşabilirlerse evleniyorlar. Bunun örnekleri de var. Mesela Tülin ve Caner. Onlar birbirlerine âşık oldular, yarışmayı da birinci bitirdiler. Ancak "Bizim aşkımız evlenmeye yeterli değil" diyerek evlenmediler. Aşk her yerde yaşanılabilen bir duygudur.
- Verilen ödüllerin bunda bir payı olamaz mı?
Ebru Akel: Evlilik öyle bir kurum ki, insanlar bunu bir kez yapmak istiyorlar. Verilen hediyeler cazip, ama kimse böyle bir şeyi göze alamaz. Çünkü insanlar boşanmak için evlenmez; bir hayat kurmak için evlenir. Şöyle bir şey olabilirdi. Çift burada tanışır, kendi aralarında anlaşır, evlenip hediyeleri alır, iki-üç ay sonra da boşanır. Ama olmadı. İnsanlar ya evlenmemeyi ya da gerçekten âşık olduysa evlenmeyi tercih etti.
- Ama günümüzde ilişkiler böyle başlamıyor ve fiziksel temas da yaşanıyor. Burada ise fiziksel temas hiç yok...
Ebru Akel: Tabii ki el ele tutuşuyorlar, göz göze bakışıyorlar. Ama bunun dışında bir şey yok. Zaten aileleri izliyor... Aşkın en güzeli gözlerde yaşananıdır. Öyle değil mi?
- Bir ilişkiyi bu kadar göz önünde yaşamak, taraftarlar toplamak açıkçası tuhaf geliyor...
Ebru Akel: Bu, bir tercih meselesi. Tercih edenler geliyor, etmeyenler seyirci oluyor. Reality show'lar hem dünyada hem Türkiye'de çok revaçta. Yakında bu programların farklı versiyonları da olacaktır. Bu, çok normal. Biz de bunu bir klasik olarak en güzel şekilde yapmaya devam edeceğiz.
---
Ebru Akel
Arzu ERDOĞAN
Tempo Dergisi

Şehirli Kadınlara Super Ayakkabılar

Şehirli kadınlara super ayakkabılar

Ünlü deri firması Derimod son ayakkabı koleksiyonuyla konuşulacak. Fotoğrafları Nihat Odabaşı çekti, model ise Ebru Akel.

30yıllık deri firması Derimod'un genç yöneticisi Sedef Orman, ünlü moda fotoğrafçısı Nihat Odabaşı ve ekranların beğenilen yüzlerinden sunucu Ebru Akel'le hazırladıkları son ayakkabı kampanyasını ilk kez Cumartesi Sabah'a anlattı.

EN AZ PHOTOSHOP YAPILAN KADIN!
Orman, Ebru Akel'in 'Derimod kızı' olmasından çok mutlu; "Kariyer sahibi kadınlara hitap ediyoruz. Akel aradığımız isimdi." Fotoğrafçı Nihat Odabaşı ise "Ebru Akel en az photoshop yaptığım kadın" diyor.

Bu kampanya çok konuşulacak

Yeni ayakkabı ürünlerinin mankeni olarak Ebru Akel'i seçen Derimod, bu sezon da çok iddialı. Ünlü moda fotoğrafçısı Nihat Odabaşı'nın imzasını taşıyan kampanyanın perde arkası ilk kez Cumartesi Sabah'ta.

30yıllık deri firması Derimod, farklı tasarımlarıyla ayakkabı modasının öncülerinden. Geçtiğimiz sezon kampanyalarında Demet Şener'i kullanan marka, ilkbahar yaz sezonu için ekranların sempatik yüzü Ebru Akel'i marka kızı seçti. Ünlü moda fotoğraf sanatçısı Nihat Odabaşı'nın sürpriz bir konseptle gerçekleştirdiği çekimler ise üç gün sürdü. Derimod Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sedef Orman, Ebru Akel ve Nihat Odabaşı ile keyifli bir sohbet yaptık. İşte sıradışı fotoğraflarla yeni sezonda 'ayakkabı modası'.

* Çekimler nasıl geçti?
Sedef Orman: Çok keyifli ama yorucu geçti. İlk gün çekimlere başladık, saat 22.00 oldu ve Nihat "Durun, şimdi elektriği yakaladık, başlıyoruz" deyince hiçbirimiz inanamadık! Gece yarısı üçe kadar Ebru hiç ses çıkarmadı, kayaların üstünde çalıştı.
Ebru Akel: Nihat beni yordukça daha da iyi sonuç aldı! Her şey dört dörtlüktü gerçekten...
Nihat Odabaşı: Ebru güzel olacak, ayakkabı görünecek, topuk doğru tutulacak, fotoğraf iyi kare olacak... O kadar zor ki... Ama üç gün sonunda çıkan iş iyi oldu mu her şeyi unutuyorsunuz. Her karede farklı bir Ebru yakaladık. Ama canını da çıkarttım. E tabii kolay değil, Liz Hurley'den sonra Ebru'yu çektim! Derimod'la da üç sezondur birlikte çalışıyoruz.

EN AZ PHOTOSHOP EBRU'YA
* Nihat Odabaşı ile daha önce çalışmış mıydınız?
Ebru Akel: İlk çalışmamız. Bence bu da büyük bir sinerji yarattı. Nihat'a iyi poz vermeye çalıştım, o da beni iyi çekmeye, daha önceki çekimlerimden farklı göstermeye çalıştı.
N.O: Türkiye'de çekmediğim tek kadın Ebru kalmıştı, onu da çektim! Bu arada en az photoshop uyguladığım da Ebru'dur!

* Çekimde ilginç olaylar oldu mu?
Ebru Akel: Olmaz mı? Sürekli Nihat, "Gözünle gül" deyip duruyordu.
N.O: En çok benim anlatacaklarım var! Saç ve makyaj için New York'tan Jerry geldi. Çok başarılı bir çocuk ve dünya starları ile çalışıyor. Ebru ile de elektrikleri çok tuttu. Biliyorsun tüm dünya starlarına rüzgar verip çekimler yaptırılıyor. Fakat Ebru, rüzgar verdiğimiz andan itibaren ağlamaya başladı ve tüm makyajı aktı. Çok da güzel bir çözüm buldu sonra "Rüzgar gelsin ama gözüme gelmesin!"...
Ebru Akel: Elimde değildi ama... En büyük kaprisim bu oldu herhalde...
N.O: İkinci olarak da şunu söylemek istiyorum, gerçek bir prenses o. Resimlere bakarsan göreceksin, neredeyse tüm karelerde dirseğinin altına yastık koymak zorunda kaldık.
Ebru Akel: Benden istediği bir pozu anlatayım! Dirsekten destek almadığımı hissettirmen lazım, tek elimde ayakkabının topuğunu doğru tutmam ve diğer taraftan da sırtımda duran ayakkabının dengesini sağlamam gerekiyordu! Bu arada sağ bacağımın altında bir kaya vardı ve diğer bacağım da ıslak kumun üstündeydi! Düşünün artık...
N.O: Ve ben "Gözünle gül" diyorum... Bu arada müşteriyi de anlatmam lazım. Sedef monitörün orada duruyor ve nasıl diye sorduğumda, "Geniş; yakınlaş" diyordu. O kadar güzel dekorlar hazırladık, stüdyo Cape Town, Dubai, Miami sahilleri gibi oldu ama Sedef, sadece Ebru'nun yüzünü ve ayakkabıları görmek istedi!

YENİ PROJELER YOLDA
* Ayakkabı merakınız olduğu biliniyor. Derimod ayakkabılarını nasıl buldunuz?
Ebru Akel: Çok beğendim. Artık programımda da Derimod ayakkabıları giyeceğim. Nasıl Sex and The City dizisinde, Sarah Jessica Parker'ın ayakkabıları çok konuşuluyordu, şimdi de benim giydiğim Derimod ayakkabıları konuşulacak. Bugüne kadar birçok ayakkabı reklamı ve fotoğraf çekimi önerisi gelmişti ama hiçbirini kabul etmedim. Derimod Shoes'un marka kızı teklif edildiğinde, markaya inandığım ve Nihat'a da çok güvendiğim için hemen kabul ettim. Yeni projeler de var Derimod'la birlikte gerçekleştireceğimiz... Bunları yine sizinle en kısa zamanda paylaşacağız.

* Çok yoğun bir temponuz var, nasıl yetişiyorsun?
Ebru Akel: Haftanın altı günü canlı yayınım var, gerçekten çok yoğun bir tempo. İyi besleniyorum ve vitamin alıyorum. Sigara ve içki de kullanmıyorum. Spor yapıyorum, kendime iyi bakıyorum. Sporcu gibi yaşayınca da yetişiyorsunuz...

* Modayı yakından takip eden, stil sahibi birisiniz. Yeni sezon için neler öneriyorsunuz?
Ebru Akel: Ayakkabı bence bir kadının en önemli aksesuarı. İlk bakılan, dikkat çeken ayakkabı oluyor. Sezonun modası renklilik ve bu koleksiyonda pek çok alternatifiniz var.

AYAKLAR İÇİN YUMURTA ZARI
* Türkiye'nin en bakımlı ve güzel ayaklarına sahip ünlülerden birisin. Ayak bakımı için neler yapıyorsunuz?
Ebru Akel: Ben ayak sağlığı konusunda takıntılıyım. Bale yaptığım yıllarda ayaklarımı çok harap ettim. O yüzden de özen gösteriyorum. Temizlik ve bakım çok önemli. Peeling ve nemlendirici kremler kullanıyorum. Ayrıca doğru ayakkabı seçimi de çok önemli. Parmaklarım yaralandığında Rus hocalarımızdan öğrendiğim bir taktik vardı. Haşlanmış yumurtanın kabuğunun içindeki zarı alıp parmağınızın etrafına sarıyorsunuz. O alçı görevi görüyor ve donuyor bir süre sonra, ikinci bir deri gibi parmağınızı sarıyor, orada kalıyor. Bale yaptığım yıllarda, yaralı ayaklarımı bu zarla kapatarak iyileştirdim.

* Sedef Hanım, sizin ayakkabı seçimi için önerileriniz nedir?
S.O: Türk kadını ayak numarasını bilmiyor. Neredeyse herkesin ayak numarası 37. Genç kızken 37 numara giyiyorsa; doğum yapmış, kilo almış hala 37'de kalmış oluyor. Ve tabii ki estetikten, görsellikten daha önemlisi rahatlık...

* Yüksek topuklu ayakkabı giymek sakıncalı denilir. Tabii ben buna inanmasam da sizin de fikirlerinizi almak istiyorum.
Ebru Akel: Topuklu rahatsızdır diye bir şey yok. Doğru ayakkabı her zaman rahattır. Topuklu ayakkabıyı da gün boyunca sizi yorduğunu hissetmeden taşıyabilirsiniz. Kadın dediğin topuklu ayakkabı giymeli.
S.O: Hatta dümdüz ayakkabı daha rahatsız. Ufak topuk insan anatomisine daha uygun. Ben de Ebru'ya katılıyorum, topuklu ayakkabı kadını daha feminen gösteriyor. Genç kızlar düz lastik ayakkabı giyebilir ama belli bir yaştan sonra hafif de olsa topuklu giymeli.

Ebru Akel
Sabah

Ebru Akel Yunuslarla Hazırlandı

Üc hafta once atv'de yayinlanmaya baslayan ve dun gece ilk canli yayiniyla buyuk begeni toplayan Oryantal Star'in sunucusu Ebru Akel, yayin oncesinde enerji depoladi.

Yunuslarla yuzen Ebru Akel, bunun anlatilmaz bir duygu oldugunu soyledi: "Gercekten de yunuslarla yuzmek olmeden once yapilacak 50 seyden biriymis!"

Ebru Akel
Sabah

Ebru Akel Bikinisiyle Ilgi Odağı

Ebru Akel bikinisiyle ilgi odağı oldu..

Siyah bikinisi ile goruntulenen Ebru Akel buyuk dikkat cekti.
Sevgilisi Can Ates`le geldigi Bodrum`da siyah bikinisi ile goruntuledigimiz Ebru Akel, guzelligiyle odak noktasi oldu.
Divan Palmira`nin iskelesinden denize giren Ebru Akel, onceki gun guneslenirken kiz arkadasiyla koyu bir sohbete dalmis, dunyayi unutmustu.

Ebru Akel

Ebru Akel Bayram Tatilini Bodrum'da Geçirdi

Guzel sunucusu Ebru Akel Zafer Bayrami'ni sevgilisi Can Ates'le birlikte geçirdi

Oryantal Star yarismasini basariyla sunan, televizyonlarin guzel sunucusu Ebru Akel, 30 Agustos Zafer Bayrami'ni Bodrum'da gozlerden uzak sevgilisi Can Ates'le birlikte geçirdi.

Ebru Akel Bodrum Maca Kizi'nda ogle saatlerini guneslenerek geciren Ebru Akel, uzaktan goruntusunu alan gazetecileri fark edince denize bile girmedi.

Ebru Akel
VATAN

Ebru Akel'in Yer Aldığı Projeler

Ebru Akel İzmir 9 Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuarı Bale Bölümü'nden mezun oldu. Okul yıllarındayken "beyaz camla" tanıştı. 1996 yılında "Hiç Bana Sordun mu" dizisiyle oyunculuğa başladı. 1997 yılında "Motor Life" programını sundu. 1998 yılında "Eltiler" dizisinde oynadı. 1998 - 2000 yılları arasında moda programı olan "Sihir Ayna"yı sundu. 1998 - 2000 yılları arasında "Kara Melek"te oynadı. 2000 yılında "Benim İçin Ağlama" adlı dizi için kamera karşısına geçti. 2001 yılında "Kumsaldaki İzler" adlı dizide oynadı. Ebru Akel Aynı dönemde "Hepsi Gerçek" isimli bir reality show programı sundu. 2003 yılının Eylül ayından itibaren Show TV'de "Ben Evleniyorum", "Biz Evleniyoruz", "Sevda Masalı", "İkinci Bahar" ve "Gelinim Olur musun?" adlı programları 2004 yılına kadar sundu... Ebru Akel, 2005 yılında Kanal D'ye transfer olarak "Size Anne Diyebilir miyim?" Yarışmasını 6,5 saat süren rekor canlı yayınıyla tamamladı. Arkasından yine aynı kanalda "Gönüllerde İkinci Bahar" programıyla 2005 sezonu tamamladı. Yılmaz Erdoğan'ın "Organize İşler" filminde yer aldı Ebru Akel.

Ebru Akel

Ebru Akel: Ağır İşçiyim

Son yıllarda Türkiye'nin aranılan sunucusu olan Ebru Akel, gece gündüz çalışıyor. Zoru başarmayı sevdiği için başarılı olduğunu söyleyen Akel 'Ben ağır işçiyim' diyor.

Sunduğu evlilik programlarındaki başarısından sonra Ebru Akel, atv'de ekrana gelen 'Oryantal Star'da da farkını açıkça ortaya koydu. Akel, akıl dolu esprileriyle, yarışmacılarla olan diyaloglarıyla ve sempatik tavırlarıyla programda aynı zamanda şov da yapıyor. Sekiz yıldır sunucu koltuğuna başarıyla oturan Akel, bu alanda ilk akla gelen isimlerden biri. Her geçen yıl sunuculuğunu daha da geliştirdiği gözlenen Ebru Akel, "Zoru başarmayı seven biriyim. Bu yüzden ben ağır işçiyim" dedi.

Konuşma sanatı ustası
Ebru Akel: Oryantal Star'daki sunucu- luğunuzu önceki programları- nızla karşılaştırdığımızda sizi daha esprili görüyoruz... Onlar çok farklı yarışmalardı. Ben 8 yıldır sunuculuk yapıyorum. Bununla ilgili bir çok ödül aldım. Türkiye'de yaşıma ve vizyonuma göre Türkçe'yi doğru kullanan, konuşma sanatını düzgün yapan iyi bir isim olduğumu düşünüyorum. Ama bu çok farklı bir yarışma. Benim görevim de her yarışmada farklı bir Ebru ile izleyicinin karşısına çıkmak.

'Müzik benim tutkum'
Sunuculukta bu kadar ilerle- yeceğinizi düşünüyor muydunuz?
Ebru Akel: Önüne çıkan projelerin seni nereye götüreceğini hiçbir zaman bilemezsin. Ama ben şaslıydım. İçinde kendimi ifade edebileceğim, kendimi içine katıp bir şeyleri sunmak dışında, bir şeyleri yönetebilecek çok güzel projeler çıktı karşıma.

* Oryantal Star'ın bu kadar ilgi göreceğini tahmin ettiniz mi?
Ebru Akel: Çok mütevazı olamayacağım. beğenileceğini tahmin ediyordum. İlgi göreceği kesindi ama bu kadar reyting alır mı almaz mı tartışılırdı. Ben işin içinde olduğum zaman seyirci de 'Ebru'nun içinde olduğu işte mutlaka bir şey vardır. Yarışmayı farklı bir dikkatle izlemeliyiz' diyor.

* Sizin oryantalle aranız nasıl?
Ebru Akel: Dansla aram çok iyi. Çünkü ben konservatuvarın bale bölümü mezunuyum. Sahnede en iyi dans edebileceğim dönem sakatlanarak baleyi bırakmak zorunda kaldım. Müzik benim tutkum. Oryantal de bizim topraklarımızda doğan bir dans türü, ama benim fazla bilgim yok. Hiç oryantal dans etmedim.

* 'Oryantal Star'da dansçıların kareografilerine dahil olacak mısınız?
Ebru Akel: Bir gün dans ederim belki. O bu sahnede mi olur, bir filmde mi olur, bir dansçının hayatını oynadığım bir dizi filmde mi olur bilmiyorum. Ama bir gün bir şekilde, dansımı da yeteneklerimle birleştirerek sergileyeceğim bunu biliyorum.

* Seyircinin gözünde 'ailemizin kızı' imajınız devam ediyor..
Ebru Akel: Kesinlikle... Sokakta 'ah kızım gel kucağıma otur, seni öpeyim' diyen teyzeler var. Beni seviyorlar. Beni çok özlediler. Ben de onları çok özledim. Yakında atv ekranlarında müthiş bir öğleden sonra kuşağıyla onların karşısına çıkmak için can atıyorum.

Senaryo sıkıntısı
* Peki oyunculuk ne durumda?
Ebru Akel: Şu anda bir film senaryosu üzerinde konuşuyorum. Her yıl keşke bir kaç tane filmde oynayabilsem. Yazın başlamak üzere olduğum film, zaman problemimden dolayı olmadı. Ama Aralık-Ocak döneminde bir dizi projesi gözüküyor.

* Oyunculuk mu yoksa sunucu- luk mu daha ağır basıyor?
Ebru Akel: Bu projeye bağlı. Ben yarışmalar konusunda çok şanslıyım. Sevdiğim, güzel ve renkli işlerin içinde yer alıyorum. Dizi anlamında büyük senaryo sıkıntıları yaşanıyor. Ama dizi konusunda da yine de güzel işler yaptık. Mesela "Azap Yolu" çok güzel bir projeydi. Bundan sonra da hep çok inandığım işlerde olacağım.

Zayıf olmanın sırrı!
* Son dönemlerde bir sıfır beden çılgınlığıdır gidiyor. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Ebru Akel: 0,2,4,6 diye devam eden Amerikan bedeni var. Zaman zaman bende 0 beden elbise aldım kendime. Ama bu sadece daha zayıf insanların giydiği bir şey. Şunu yemeyin bunu yemeyin gibi aptalca şeyler söylemeyeceğim. Rejim yapmak isteyen doktora başvurarak kendine en uygun diyeti öğrenmeli. Ve insan ağzına koyduğu lokmayı kontrol etmek zorunda. Eğer normalinden fazla yersen kilo alman kaçınılmaz. Hepimiz kebabı, tatlıyı, hamur işini severiz. Ben de bir hafta her şeyi yesem kilo alırım. Bütün bunların dışında benim formda kalmamın en büyük nedeni gerçek anlamda hiperaktif olmam.

Ebru Akel
Takvim / Saklambaç

Wednesday, July 26, 2006

Ebru Akel'in Ayrılığının Nedeni

Ebru Akel'in Ayrılığının Nedeni Belli Oldu

"ÇEKİMLER GECİKTİ" DİYEREK "EVE GİDEN YOL" FİLMİNİN KADROSUNDAN AYRILAN Ebru Akel'İN, SEVİŞME SAHNESİNDE ROL ALMAK İSTEMEDİĞİ İÇİN PROJEDEN VAZGEÇTİĞİ ANLAŞILDI.

Semir Aslanyurek'in yonettigi "Eve Giden Yol" adli sinema filminde Ebru Akel, "İffet" karakteriyle basrol oynayacakti. Ancak Akel, cekimlerin baslamasina bir kac gun kala filmde rol almaktan vazgecti. Ünlu sunucu ayrilma nedenini, "Filmin cekimleri gecikti. Çekimler diger islerimle cakisiyor" sozleriyle acikladi. Ancak Akel'in projeden, Erkan Petekkaya ile atesli sevisme sahnelerinde rol almak istemedigi icin vazgectigi ortaya cikti Ebru Akelin.

Ebru Akel

Monday, June 26, 2006

AKP'de Ebru Akel'e Sansür Krizi

AKP İzmir İl Yönetim Kurulu Üyesi Nedret Akel, kızı Ebru Akel'e sansür uygulandığı gerekçesiyle partiden ayrılmayı düşünüyor

Gelinim Olur musun, İkinci Bahar, Size Anne Diyebilir miyim ve Hayaller Gerçek Oluyor adlı programların sunucusu Ebru Akel'in annesi Nedret Akel, kızına sansür uygulandığı gerekçesiyle İzmir İl Yönetim Kurulu Üyesi olduğu AKP'den istifa noktasına geldi.

AKP'li 40 milletvekili, "Hayaller Gerçek Oluyor" türü programların topluma etkilerinin araştırılması amacıyla 14 Ekim'de önerge verdi. Bunu izleyen günlerde "Hayaller Gerçek Oluyor" yayından kaldırıldı. 36 hafta sürmesi planlanan program 7 hafta yayımlandı.

AKP'lilerin tavrı, partinin İzmir İl Yönetim Kurulu Üyesi Nedret Akel'i kızdırdı. AKP İzmir İl Yönetim Kurulu Üyesi olan Akel, partiden ayrılma noktasına geldiğini açıkladı.

Paris'te moral aradı

Kızının bu duruma çok üzüldüğünü, bayram öncesi birlikte Paris'e giderek kendisine moral vermeye çalıştığını ifade eden Akel, "AKP'li vekillerin sansürcü tavrı doğru değil. Partiden ayrılmayı ciddi ciddi düşünüyorum" dedi.

Siyasete ANAP'ta başlayan ve Kadın Kolları İzmir İl Başkanlığı yapan Akel, 2 yıl önce AKP'nin İzmir İl Yönetim Kurulu'na girdi.

Ebru Akel
Milliyet

Tuesday, June 06, 2006

Ebru Akel Ekranlara Renkli Dönüyor

Yapımcılığını Levent Altınay'ın üstlendiği Ebru Akel'in sunacağı program 'Pembe Bir Oyun' 5 Aralık'ta start alıyor.

Haftaiçi 10.00-13.00 saatleri arasında yayınlanacak olan yarışmanın formatı ise şöyle: Bir hafta boyunca 4 erkek bir kızı etkileyerek, kendisini seçtirmeye çalışacak. Fakat bu dört erkekten 3'ünün kız arkadaşı var. Birisinin ise 'sahte' kız arkadaşı. Kızın amacı, gerçekten kız arkadaşı olmayan erkeği bulmak ve para ödülünü almak. Seçici kız kararını cuma günleri canlı yayında verecek. Ayrıca her gün bir beceri oyunu olacak. Seyirciler arasında seçilen üç bayan jüri üyesi, sergilenen becerilerin ardından bir erkeği birinci seçecek. Aynı zamanda her gün programa iki sanatçı konuk olarak katılacak.

Kararı kadın verecek
Program 13.00'da tamamlanacak ama 4 erkek ve seçici kız bulundukları salonda bir kaç saat daha kalmaya devam edecek ve bir sonraki gün için görüntüler çekilecek. Ertesi gün akşam yemeği ve salonda kalınan zaman içinde yaşananlar da kız arkadaşlara izletilecek.

Ebru Akel

Ebru Akel Kadir İnanır Çok Komik Birisi Dedi

Ebru Akel, "Azap Yolu" dizisindeki rol arkadaşı Kadir İnanır'ı Rahşan Gülşan'a anlattı: "Kızdığında gözlerinden alev fışkırıyor. Kadınların hayran olduğu o bakışı takınıyor. Ama üç saniye sonra yumuşuyor. Bu da beni çok güldürüyor."

Rahşan Gülşan, gelinkaynana yarışmalarının değişmez sunucusu Ebru Akel'le konuştu.

Ebru Akel, Kadir İnanır'la bir dizide oynayacak. Akel, "Ben Kadir Bey'e çok gülüyorum. Kızdığında gözlerinden alev fışkırıyor ve kadınların hayran olduğu o bakışı takınıyor. Ancak üç saniye sonra yumuşuyor" diyor.

Vietnam sendromundan korktum
Ebru Akel, Semra Hanım ve diğer yarışmacılar ile yaşadıklarının hayatının ileriki evrelerinde bilinçaltında hortlamasından korkuyormuş Ben de Ebru Akel ile yan yana fotoğraf çektirmeye korkuyordum. Çekimler sırasında bir ara zayıflama kararı aldım ama sonra geçti!.

Gözlerinizi kapatın. Hayır yani tam kapatmayın. Yoksa yazıyı okuyamazsınız. Hayalinizde gözlerinizi kapatın. Vietnam Savaşı'na dönüyoruz. Vietnam Savaşı'nı hiç görmemiş olmamıza rağmen Amerikan filmleri sayesinde hepimizin bu savaşa dair sağlam anıları vardır. Çok zorlasam bir dönem Vietnam'da Kara Şahin helikopteri kullandığım konusunda etrafımı inandırabilecek kadar lojistik bilgim var bu konuda. Şimdi bildik efekt eşliğinde Vietnam günlerine dönüyoruz. Hava yeni ağarmakta. Fonda Elvis Presley'den sağlam bir rock'n roll parça çalıyor. Sanırım savaş döneminde helikopterlerden rock müzik yayını yapılıyordu. Çünkü tüm Amerikan Vietnam filmlerinde ne zaman bir helikopter görünse alttan tatlı tatlı rock'n roll çalmaya başlar. İşte böyle bir ortamda bir Kara Şahin helikopterindeyiz. Bir grup asker çatışma alanına sevk ediliyor. Askerlerden biri de Ebru Akel. Helikopter, balta girmemiş ormana konup, Ebru ve arkadaşlarını sıcak çatışma noktasına bırakıyor. Ebru elinde tüfeği çalıların arasında ilerlerken birden bire şu sesi duyuyor "Sana ne zaman aşık olacağını ben söylerimmm!" ardından çalıların arasından başında Vietnamlıların taktığı üçgen bambu şapka ile Semra Hanım çıkıyor. Alamet-i Farika monologlarından birini (Olamaz, evlenemezsin o kızla vs...) yapıyor. Ebru kanlar içinde yere seriliyor. Ve hemen günümüze geçiyoruz. Yatağında kan-ter içinde uyanıyor... Hayatımızın üç yılını Ebru Akel ve yarışma insanları ile geçirdik. Ama Ebru, hayatının 7/24 bölümünü onlarla geçirdi. Bazen seyrederken "Bir daha bu insanları seyredemeyeceğim" deyip, sonra gizli gizli seyrettiğimiz kaynana ve gelinlerle hep o muhatap oldu. Zaman zaman bu kızda bir arıza oluşur mu diye merak ederdim. O da etmiş. Ve bir psikolog arkadaşına sormuş: "Acaba Semra Hanım döneminde yaşadıklarım bende Vietnam sendromu yaratır mı? Yıllar sonra ilişkilerime, hayatıma yansır mı?" Cevap böyle bir ihtimal bulunmadığı yönünde olmuş. Ebru çok zeki bir kadın. Üç yıl yaptığı canlı yayında Ata'yı bir kez sağlam azarlaması dışında (bkz. "Sen beni mi anneni mi Sinem'i mi kandırıyorsun diye başlayan sağlam fırça) asla kontrolünü kaybetmedi. İşte Ebru'dan inciler...

Ebru Akel : Televizyonda hem RTÜK yarışmaları kaldırdığında hem de dizim yayından kalktığında ağlamadım. Evet çok üzüldüm ama ağlamadım. Aslında daha zor şeyler yapmak istiyorum. Yarışma programlarında parmağımı oynatmadan yayını götürebiliyorum. Ve artık beni zorlayacak işler peşindeyim. Bu yıl her şeye ara verecektim ve Amerika'ya gidecektim. Ama Kadir İnanır'ın ATV'de yayınlanacak olan yeni dizisi "Azap Yolu" için teklif gelince dayanamadım. Kaldım.

Ebru Akel : Azap Yolu isimli dizide canlandıracağım karakter bana biraz benziyor. Ben şehirli, dans eğitimi almış bir kızı oynuyorum. 19 yaşımdayken büyük bir aşk yaşıyorum. Sevgilimin tek amacı Hindistan'a gidip aşk taşından heykelimi yapmak. Ancak bunu yapamadan ölüyor. Ve yıllar sonra ben babamın arasının hiç de iyi olmadığı Kadir İnanır'ın canlandırdığı karaktere aşık olan bir kızı oynuyorum.

Ebru Akel : Kadir İnanır ile yıllar önce de oynamıştım. Ama o zaman çok küçüktüm. Ben Kadir Bey'e çok gülüyorum. Bazen bir şeye kızdığında gerçekten gözlerinden alev fışkırıyor. Ve 30-70 arası tüm Türk kadınlarının hayran olduğu o bakışı takıyor. Ancak 3 saniye sonra yumuşuyor ve siniri geçiyor. O çok eğlenceli, komik ve iyi kalpli.

Ebru Akel : Can Ateş ile çok keyifli ve çok sağlam bir beraberliğim var. Can 40 yaşlarında ve iki çocuğu var. Ama bu benim için bir şey ifade etmiyor. Çünkü iletişimin yaş ile ilgili olduğuna inanmıyorum. Üç yıldır birlikteyiz ve ilişkimiz çok sağlam ilerliyor. Zaten çocukluğumdan beri tüm arkadaşlarım benden en az beş yaş büyük olmuştur. Sanırım yaşımdan daha olgun bir kadınım.

Ebru Akel
Kaynak: Sabah
Rahşan GÜLŞAN

Friday, May 26, 2006

Ebru Akel Rüyasında Ne Görür

Sunduğu ‘evlilik’ programlarıyla şöhretini pekiştiren Ebru Akel, aslında konservatuvar bale bölümü mezunu. İşte Armağan Çağlayan'ın Ebru Akel'le yaptığı röportaj ve ilginç ayrıntılar...

kel, ‘Şu anda ‘hayatım’ diye bir şey kalmadı. Gece yatağa yatıyorum, soluma dönüyorum bir yarışmacı, sağıma dönüyorum öbürü!’ diyor.

Kaç bölümdür ‘evlilik’ programı sunuyorsunuz? Toplamda Guinness Rekorlar Kitabı’na girecek kadar vardır sanırım.

Aslında kırdığımız reyting rekoru ile ilgili başvurduk. Bir sunucu olarak altı saat 45 dakika hiç kesintisiz canlı yayın yaptım.

- Nasıl etkileniyorsunuz siz bu durumdan?

Ebru Akel: Geceleri rüyalarıma giriyor yarışmacılar. Sağıma dönüyorum o günkü bir olay. Soluma dönüyorum, onlar. Aklımda onların isimleri ile uyanıyorum. Pazar günleri ‘Eyvah, canlı yayına geç kaldım’ diye yataktan fırlıyorum. Ben şu anda ‘Hayatımı bu işin içinde yaşıyorum!’ Hayatım diye bir şey kalmadı. Çünkü ben her üç aylık periyotlarla, farklı yarışmacılarla, farklı bir hayat yaşıyorum.

- Herhangi bir yarışmacıya kendinizi daha yakın hissediyor musunuz?

Ebru Akel: Zaman içerisinde hepsini seviyorum. İster istemez bir takım isimler -ki bu isimleri asla vermedim, vermeyeceğim de- bana bir iki adım daha yaklaşabilirler. Ben de bir insanım, mutlaka etkileniyorumdur. O insanın duygusallığından, ettiği bir laftan etkilenebilirim. Zaman zaman onların evden gidişinde ağlamışımdır da mesela.

- Amaçsız bir insan gelir mi böyle bir yarışmaya?

Ebru Akel: Ne olduğunun farkında olmadan ya da önlerindeki şeyin tahminlerinin de üzerinde önemli olduğunu bilmeden gelenler var. Orada anlıyorlar.

- Ben o evlerdeki yarışmalara katılanlara çok acıyorum... Çünkü hepsi bir dönem ‘şöhreti’ tadıyor, sonra neredeyse hiç para kazanamadan yok olup gidiyorlar. Değmiyor o kadar yaşanan şeye!

Ebru Akel:Çok katılmıyorum buna. Oraya gelen insanlar aklı fikri yerinde, farklı bir hayat isteyen, biraz cesur, biraz çılgın, dışarıda aradığını bulamamış insanlar. Kimse oraya zorla gelmiyor. İlk yarışmamızda evlenen çiftimizin çocuğu var. Ben o insanların değil hayatlarını mahvetmek, tam tersi onlara bir hayat kazandırdığımıza inanıyorum. O yaşananlar hiç unutulmayacak şeyler. Hiç kimse bir daha hayatında öyle bir eve girip, o yaşananları yaşayamayacak. Bunları yaşayabilenler ayrıcalıklı insanlar. Ama yetenekleri varsa, Sinem gibi bunu sonuna kadar kullanırlar. Ama oraya çıktı diye ünlü olduğunu zannedenlere ve kendilerini farklı konumda gösterenlere de kızıyorum. Bu başka!

İYİ EVLİLİK İNSANI GÜÇLÜ KILAR

- Siz böyle bir yarışmaya katılır mıydınız?

Ebru Akel:Oraya gelen insanlara bakıyorum. Ya çok aşk acısı çekmişler. Ya çok sıkı bir aile baskısı altındalar. O evler birçok insanın umut kapısı. Ben de bu saydıklarımdan birisi içerisinde olabilirdim. O kadar cesur değilim gerçi ama. O kadar cesur olsaydım belki girebilirdim.

- O eve girip birisine ‘aşık’ olabileceğinizi düşünebiliyor musunuz?

Ebru Akel:Bu bir mucize. Aşk, çok enteresan bir şey. Bunun yerinin ne önemi var? Orada artı bir avantajları var, aynı amaç için oraya geliyorlar. Caner ‘köylü kızı, köylü kızı’ diye diye Tülin’e bayıldı orada. Yüzünü üç hafta görmedi ama kızla yatıp kalktı.

- Bu programlar aşka bakışınızı değiştirdi mi?

Ebru Akel:(Uzun bir sessizlik) Değiştirmedi! Daha sağlamlaştırdı. Benim ailemde ve çevremde gördüğüm evlilik figürleri çok oturmuş. İyi bir evliliğin insanı daha güçlü kıldığına, hayata karşı daha kuvvetli, daha farklı yaptığına inanıyorum. Ben o evlerde ‘aşık olan’ insanların gözlerindeki ışığı görüyorum. Hayatlarında yepyeni sayfalar açıldığını görüyorum ve bundan mutlu oluyorum. Bu programlar aşkın ne kadar sihirli bir şey olduğunu bana öğretti.

- İlk ‘Gelinim Olur Musun’ evi bir fenomen oldu. O evin içinde yaşananlar sırasında size ‘Bu kadar da olmaz ama’ dedirten bir şey oldu mu?

Ebru Akel:Oldu. Aslında bu ilk kez bana Caner ile Tülin’in aşk hikayesi sırasında oldu. Onlarınki müthiş bir aşk hikayesiydi. Çocuk gözyaşları içerisinde kıza çiçekler veriyor. Kız için için yanmasına rağmen ifadesiz, öyle çocuğun yüzüne bakıyor. Orada onlara çok kızıp, ‘Bu kadar da olur mu, kendinizi yıpratıyorsunuz’ dediğim, hatta yayını bile terk edip çıktığım zaman olmuştur. Daha sonra da Semra Hanım’la Ata’da oldu. Ata, Sinem’le sözlenme kararı almıştı. ‘Çocuklar emin misiniz? Semra Hanım’la konuştunuz mu?’ dedim. ‘Tabii’ dediler. İşte o sırada Semra Hanım bağlandı ‘Haddini bil’ diye bağırmaya başladı. Orada hepimiz kaldık. Ata daha sonra annesiyle buluştuğunda, tam bir şölendi! Orada o yüzükleri benim onlara zorla taktırdığım gibi bir portre ortaya çıktı. ‘Benimle mi dalga geçiyorsun’ diye sordum.

İZLEMİYORUM DİYEN DE İZLİYOR

- RTÜK uyardıktan sonra bir şey değişti mi hayatınızda?

Ebru Akel:Çok mutlu oldum... Üç dört dönem önceki yarışmacımı, her gün farklı kanallarda, ana haber bültenlerinden tutun, magazin programlarına kadar her yerde gördüğümde, bunun aşırı derecede dejenere edildiğini gördüğümde, bendeki büyüleri gidiyor açıkçası.

- RTÜK Başkanı ‘Bize çok şikayet geldi’ dedi ya. Eğer bu kadar şikayet geldiyse, sokakta size de tepki gelmiş olmalı.

Ebru Akel:İnanın izlemeyen yok. ‘Ben izlemiyorum o tarz programlar’ diyenlerin bile iş yerlerine televizyon götürüp, bu programları büyük bir merakla izlediklerini dolaylı yollardan öğreniyorum. Eğer çok olumsuz eleştiri alsaydım, gerçekten kendimi sorgulardım. ‘Sen ne yapıyorsun? Durduğun noktaya bak’ derdim. Ama tam tersi. Biz sonuna kadar destekleniyoruz. Çok seviliyoruz.

BUGÜN NE YAPIYORSAM BALE EĞİTİMİM SAYESİNDE

- Çok uzun zamandır ‘evlilik programı’ ya da ‘Reality Show’ sunuyorsunuz. Bu durumun üzerinize yapışıp kaldığını düşünüyor musunuz?

Ebru Akel:Ben sıkılmadım. Ama benim yaptığım şey sunuculuktan başka bir şey. Ben Türkiye’de bu tarz programlarda yapılabilecek şeyin en üst noktasında bir ‘sunuculuk’ yapıyorum. Bu yarışmalar dünyada bir furya. Ben sadece bu sunuculuğu yapmıyorum ki! Yine özel gecelerde sunuculuk yapıyorum. Bu arada yapmadığım tek şey oyunculuk. Mesela şimdi oyuncu olarak yer alacağım bir proje var. Onu da yapacağım... Benim konservatuvarda aldığım eğitim ve televizyonda elde ettiğim deneyim, beni bunları yapmaya yönlendiriyor.

- Siz bale eğitimi aldınız. Ama popüler kültürün tam da göbeğine düştünüz.

Ebru Akel:Öyle bir eğitim alabilirsiniz ama bu kendi bakış açınızla alakalı bir şeydir. Bugün ne yapıyorsam tüm bu eğitimim sayesinde yapıyorum... Belki bale eğitimi almasaydım asla bu işlerin içinde olmayacaktım.

- Ünlü olmak aynı zamanda ‘hayatınızı satmaktır!’

Ebru Akel:Öyle mi? Ben bilmiyorum... Görüntüleneceğim yere gitmiyorum. Bu tamamen seçimle, yaşam tarzınızla alakalı. Zaten çok gezmem. Kendi belirlediğim yerlere rahatlıkla gidiyorum. Benim ünlü arkadaş sayım da azdır. Arkadaşlarım farklı iş çevrelerindendir.

Yatmadan önce bile 45 dakika süslenirim

- Her gün canlı yayın çok zor bir şey. Canınız istemediği zamanlarda ne yapıyorsunuz?

Ebru Akel:Canlı yayına çıkmak sevdiğim bir şey. Adrenalin beni iyileştiriyor. Tek sıkıldığım şey, o gün ne giyeceğim ve saçım-makyajım konusu!

- Ama çok da süslüsünüz!

Ebru Akel:Seviyorum süslenmeyi. Oldum olası süslüyümdür. Kadınsal şeylere çok meraklıyım. Benim için en önemli üç şey, çanta, ayakkabı ve kremlerim. Bunlar kendimi iyi hissettiğim şeyler.

- Sizin de Imelda Marcos gibi yüzlerce çift ayakkabınız mı var?

Ebru Akel:Son kampanya ile beraber vardır!

- Bir gece yatmadan önce ‘süslenmeniz’ kaç dakika sürüyor?

Ebru Akel:Kısa kesersem 15!

- Uzunu?

Ebru Akel:45 dakika.

- Sıkılmıyor musunuz?

Ebru Akel:Aksine kendimi çok iyi hissediyorum.

Ebru Akel
Armağan ÇAĞLAYAN - Hürriyet

Thursday, April 06, 2006

AKP'de Ebru Akel Krizi

AKP İzmir İl Yönetim Kurulu Üyesi Nedret Akel, kızı Ebru Akel'e sansür uygulandığı gerekçesiyle partiden ayrılmayı düşünüyor

Gelinim Olur musun, İkinci Bahar, Size Anne Diyebilir miyim ve Hayaller Gerçek Oluyor adlı programların sunucusu Ebru Akel'in annesi Nedret Akel, kızına sansür uygulandığı gerekçesiyle İzmir İl Yönetim Kurulu Üyesi olduğu AKP'den istifa noktasına geldi.
AKP'li 40 milletvekili, "Hayaller Gerçek Oluyor" türü programların topluma etkilerinin araştırılması amacıyla 14 Ekim'de önerge verdi. Bunu izleyen günlerde "Hayaller Gerçek Oluyor" yayından kaldırıldı. 36 hafta sürmesi planlanan program 7 hafta yayımlandı.
AKP'lilerin tavrı, partinin İzmir İl Yönetim Kurulu Üyesi Nedret Akel'i kızdırdı. AKP İzmir İl Yönetim Kurulu Üyesi olan Akel, partiden ayrılma noktasına geldiğini açıkladı.

Paris'te moral aradı
Kızının bu duruma çok üzüldüğünü, bayram öncesi birlikte Paris'e giderek kendisine moral vermeye çalıştığını ifade eden Akel, "AKP'li vekillerin sansürcü tavrı doğru değil. Partiden ayrılmayı ciddi ciddi düşünüyorum" dedi.
Siyasete ANAP'ta başlayan ve Kadın Kolları İzmir İl Başkanlığı yapan Akel, 2 yıl önce AKP'nin İzmir İl Yönetim Kurulu'na girdi.

İtalyan asıllı eski AKP'li: Harcandım

İzmir'de 2 yıl önceki AKP İl Kongresi'nde yönetime girip 6 ay sonra istifa eden İtalyan asıllı Hıristiyan Policarpo Sergio (51), bir süre önce "kendisine yapılan haksızlığı ortadan kaldırmak" için il başkanlığına aday olmak istedi. Ancak bu girişiminden de vazgeçen Sergio, "Bu partide ne saygı gördüm, ne vefa. Ben bu partiye ruhumu vermedim ama tam bir profesyonel gibi çalıştım. Beni vitrin olarak kullandılar ve harcadılar" dedi.

Ebru Akel
Kaynak: Milliyet